Bu hafta sonu Tavacı Recep Ustadaydık.
Çok keyifli vakit geçirdik..Yemekler çok çok lezzetliydi..En çok da mırra ikramında çok eğlendik..
Mırra ikram edildiğinde,eşim hemen içip fincanı masanın üzerine koydu.Bunu gören mırracımız,olmadı abi kırmızı ışıkta geçtin dedi.Neden diye sorduk,aldığımız yanıt ise şöyle idi,ağalar masaya fincanı bırakır dedi.Ne yapılması gerekiyor diye sorduk.Ya bei evlendireceksin bütün masrafı üstleneceksin,ya fincanın içini altınla dolduracaksın, ya da ağalığını göstereceksin dedi.Eşimde ağalığını gösterdi :))
Çok keyifli vakit geçirdik..Yemekler çok çok lezzetliydi..En çok da mırra ikramında çok eğlendik..
Mırra ikram edildiğinde,eşim hemen içip fincanı masanın üzerine koydu.Bunu gören mırracımız,olmadı abi kırmızı ışıkta geçtin dedi.Neden diye sorduk,aldığımız yanıt ise şöyle idi,ağalar masaya fincanı bırakır dedi.Ne yapılması gerekiyor diye sorduk.Ya bei evlendireceksin bütün masrafı üstleneceksin,ya fincanın içini altınla dolduracaksın, ya da ağalığını göstereceksin dedi.Eşimde ağalığını gösterdi :))
Şimdi size birazcık mırra ve tavacı recep usta hakkında bilgi vereyim..
Mırra nedir?
Mırra için özel bir kahve çekirdeği yoktur. Kahve çekirdekleri kavrulup dibek adlı havan benzeri kaba alınır ve taneleri çok inceltilmeden dövülür. Dövme işlemi için günümüzde değirmenler ve kahve makineleri de kullanılmaktadır.
Mırranın hazırlanmasında en önemli kısım kaynatma evresidir. Kaynama süresi, bilinen yöntemlere göre çok uzundur, belli aşamalarda kahvenin telvesi ayrılıp karışıma su eklendikten sonra devam edilir. Çekilmiş kahve üzerine su eklenerek kaynatılır, belli bir kıvama geldikten sonra tortusundan ayırmak amacıyla mutbak adlı özel kaba süzülür. Elde edilen karışıma tekrar kahve ve su eklenir. Bir iki defa daha süzme, kahve ve su ekleme işlemi gören kahve, tortusundan ayrıldıktan sonra kahve katılmadan sadece su eklenerek bir iki kere daha mutbaktan geçirilir.
Mırraya tat vermesi amacıyla karışıma kakule katılabilir. Şekersiz içildiği için hazırlanırken tatlandırılmamaktadır.
Fincan rivayetleri
Belirtildiği üzere kahvesini bitiren konuk fincanı kahveyi servis edene geri verir. Rivayetlere göre fincanı masaya ya da yere koyan kişi şunlardan bir veya birkaçını yerine getirmekle yükümlüdür:
Fincanı altınla doldurmak
Kahveyi servis edenle evlenmek
Kahveyi servis edeni evlendirmek
Kahveyi servis edenin çeyizini düzmek
Tavacı Recep Usta Hakkında.
Şiirlere ve filmlere konu olan lezzetlere imza atan Recep BUDAK namı değer Recep Usta 1961 yılında Diyarbakır'da doğdu. Restorancılık mesleğine, bulaşıkçı olarak Silvan'da başladı. 1978 yılında kendi lokantasını açarak aşçılığa adım attı. Aşçılıktaki ilk ustalığı; gerdan haşlamadır ki bu yemek, Yılmaz Erdoğan'ın en çok sevilen şiirinin "Ben seninle bir gün Veysel Karani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim " dizesindeki lokantada sunulmaktadır. Haşlamayı yapan ise Recep Usta'dır. Bununla da kalmaz Recep Usta ; tava, kaburga dolması ve gerdan haşlamayı başta Diyarbakır olmak üzere Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerine tanıtan ve sevdiren kişidir.
"Farklı bir tat, güzel bir yemek, iyi bir hizmet sunmuşsam dünyanın en mutlu insanı benim" der , Recep Usta. İşte bu düşünce ile hazırladığı yemeklerin lezzeti dilden dile yayıldıkça, bu eşsiz tatları diğer illere taşıma kararı alır ve ilk olarak Ankara'yı seçer. 18 Şubat 2002'de, Reşit Galip Caddesinde ikinci restoran açılır. Diğerleri peşi sıra gelir. Nisan 2005 tarihinde İstanbul-Suadiye'de, 20 Ağustos 2007'de İstanbul-Etiler'de, 4 Nisan 2008 yılında ise yine Ankara'da Park Vadi, 30 Mart 2010 tarihinde Ankara Emek ve 22 Ocak 2011'de İzmir Alsancak şubesi açılır. Tüm bu şubeler Ankara-Emek'te bulunan genel merkez bürosundan yönetilir. Şubelerin alım-satımlarından, muhasebesine ; personel eğitiminden yatırım politikalarına kadar tüm çalışmalar Ankara merkez'de genel müdür ve çalışanları tarafından yürütülmektedir.
Ana mönüsünü tava, kaburga dolması, hindi dolması, gerdan haşlama, mumbar, lüle kebabı, kaburga şiş, ezme güveç gibi Diyarbakır yöresine has yemeklerden oluşturan Recep Usta, Türkiye'nin yemek kültürüne katkıda bulunmak ve zengin mutfak kültürümüzü daha çok tanıtabilmeyi amaç edinmiştir.
"Bizim çok şubemiz yok,
Biz az yemek yapalım ama güzel yemekler yapalım istiyoruz." diyen Recep Usta yaptığı yemeklerde kullandığı malzemeleri özenle seçmektedir. Özellikle et ağırlıklı olan mönüsünün doyulmaz lezzet sırrını kullandıkları ete ve sır gibi sakladıkları terbiyeleme şekline bağlamaktadır.
(Siteden Alıntıdır.Daha fazla bilgi için)
Mırra nedir?
Mırra için özel bir kahve çekirdeği yoktur. Kahve çekirdekleri kavrulup dibek adlı havan benzeri kaba alınır ve taneleri çok inceltilmeden dövülür. Dövme işlemi için günümüzde değirmenler ve kahve makineleri de kullanılmaktadır.
Mırranın hazırlanmasında en önemli kısım kaynatma evresidir. Kaynama süresi, bilinen yöntemlere göre çok uzundur, belli aşamalarda kahvenin telvesi ayrılıp karışıma su eklendikten sonra devam edilir. Çekilmiş kahve üzerine su eklenerek kaynatılır, belli bir kıvama geldikten sonra tortusundan ayırmak amacıyla mutbak adlı özel kaba süzülür. Elde edilen karışıma tekrar kahve ve su eklenir. Bir iki defa daha süzme, kahve ve su ekleme işlemi gören kahve, tortusundan ayrıldıktan sonra kahve katılmadan sadece su eklenerek bir iki kere daha mutbaktan geçirilir.
Mırraya tat vermesi amacıyla karışıma kakule katılabilir. Şekersiz içildiği için hazırlanırken tatlandırılmamaktadır.
Fincan rivayetleri
Belirtildiği üzere kahvesini bitiren konuk fincanı kahveyi servis edene geri verir. Rivayetlere göre fincanı masaya ya da yere koyan kişi şunlardan bir veya birkaçını yerine getirmekle yükümlüdür:
Fincanı altınla doldurmak
Kahveyi servis edenle evlenmek
Kahveyi servis edeni evlendirmek
Kahveyi servis edenin çeyizini düzmek
Tavacı Recep Usta Hakkında.
Şiirlere ve filmlere konu olan lezzetlere imza atan Recep BUDAK namı değer Recep Usta 1961 yılında Diyarbakır'da doğdu. Restorancılık mesleğine, bulaşıkçı olarak Silvan'da başladı. 1978 yılında kendi lokantasını açarak aşçılığa adım attı. Aşçılıktaki ilk ustalığı; gerdan haşlamadır ki bu yemek, Yılmaz Erdoğan'ın en çok sevilen şiirinin "Ben seninle bir gün Veysel Karani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim " dizesindeki lokantada sunulmaktadır. Haşlamayı yapan ise Recep Usta'dır. Bununla da kalmaz Recep Usta ; tava, kaburga dolması ve gerdan haşlamayı başta Diyarbakır olmak üzere Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerine tanıtan ve sevdiren kişidir.
"Farklı bir tat, güzel bir yemek, iyi bir hizmet sunmuşsam dünyanın en mutlu insanı benim" der , Recep Usta. İşte bu düşünce ile hazırladığı yemeklerin lezzeti dilden dile yayıldıkça, bu eşsiz tatları diğer illere taşıma kararı alır ve ilk olarak Ankara'yı seçer. 18 Şubat 2002'de, Reşit Galip Caddesinde ikinci restoran açılır. Diğerleri peşi sıra gelir. Nisan 2005 tarihinde İstanbul-Suadiye'de, 20 Ağustos 2007'de İstanbul-Etiler'de, 4 Nisan 2008 yılında ise yine Ankara'da Park Vadi, 30 Mart 2010 tarihinde Ankara Emek ve 22 Ocak 2011'de İzmir Alsancak şubesi açılır. Tüm bu şubeler Ankara-Emek'te bulunan genel merkez bürosundan yönetilir. Şubelerin alım-satımlarından, muhasebesine ; personel eğitiminden yatırım politikalarına kadar tüm çalışmalar Ankara merkez'de genel müdür ve çalışanları tarafından yürütülmektedir.
Ana mönüsünü tava, kaburga dolması, hindi dolması, gerdan haşlama, mumbar, lüle kebabı, kaburga şiş, ezme güveç gibi Diyarbakır yöresine has yemeklerden oluşturan Recep Usta, Türkiye'nin yemek kültürüne katkıda bulunmak ve zengin mutfak kültürümüzü daha çok tanıtabilmeyi amaç edinmiştir.
"Bizim çok şubemiz yok,
Biz az yemek yapalım ama güzel yemekler yapalım istiyoruz." diyen Recep Usta yaptığı yemeklerde kullandığı malzemeleri özenle seçmektedir. Özellikle et ağırlıklı olan mönüsünün doyulmaz lezzet sırrını kullandıkları ete ve sır gibi sakladıkları terbiyeleme şekline bağlamaktadır.
(Siteden Alıntıdır.Daha fazla bilgi için)
bu akşam bizde tavacı recep ustada yemekteydik hakikaten çok lezzetli biz özellikle ikram gelen baklavaya bayılıyoruz......:)
YanıtlaSildün akşam ordaydık çok memnun kaldığım mekanların başında özellikle lezzet harika ...
YanıtlaSilgidilebilecek en iyi yere gitmişsiniz, tadını çıkarmışsınız. afiyet, bal, şeker olsun:))
YanıtlaSilsevgiler
İzmir deki yerine hiç gitmedim.Ama Diyarbakır daki sur dibindeki yerinde çok tavasını yemiştik...
YanıtlaSilTavacı Recep Usta Suadiye deki yerindeyken hemen hemen ayda birkez gittiğimiz yerdi , kaburga dolması ve diğer çeşitleri çok lezzetli idi.Mırra ile ilgili bizimde başımızdan ilk gittiğimizde aynı durum geçti.Bizim masanın bir hanım ağası oldu :-)Sevgilerimle,Neşe
YanıtlaSil